TERAPİ SANATI (TERAPİSTLERE ÖZEL)

Yalom’un ifadeleriyle terapi, biri diğerinden biraz dertli iki insanın buluşmasıdır.

Terapi, çeşitli ruhsal sıkıntılara gerek ilaç tedavileriyle gerekse de konuşma terapileriyle çözüm bulmaya odaklanan ve kişiyi sorunlarıyla birlikte uyumlu şekilde yaşayabileceği şekilde eğiten sürecin adıdır.

Bir terapinin başarılı olmasını sağlayan en önemli dinamik, terapistle danışan arasında kurulacak samimi, içten ve menfaatten arınık bir ilişki sürecidir.

Terapide temel olan, ilişkidir. İlki iyileştirir.

Terapist asla öğüt veren bir konumda değildir. Terapist kişinin değişmesi için boş telkinlerde bulunmaz. Soğuk ve kuru telkinlerle hareket etmek sıcak ve canlı bir ilişki kurulmasını engeller.

Terapinin ve uygulanan tedavinin kişiye özel hazırlanması gerekir ve danışan terapinin kendisine özgü gereksinimlere ve hayat hikâyesine göre yapılandırıldığına inanmalıdır.

Bir terapisti farkı kılan dört özellik vardır:

  1. Ele alınan özgün sorular
  2. Terapistin kişisel üslubu
  3. Yararlanılan psikolojik teknikler
  4. Terapistin yaratıcılığı

Bu dört özelliğin ardından gelen şudur: Kişisel üsluba bağlı olarak TERAPİ SANATI!

Terapist ilk seanslarda danışanını tanımaya, sorununu net olarak tespit etmeye çalışır. Ve ardından terapinin hedefi ve amaçları oluşturulur. İlerleyen süreçte ise işlevsel ve zihin açıcı konuşmalarla, sokratik sorgulamalarla, ev ödevleriyle, bibliyoterapi-sineterapilerle ve psikolojik tekniklerle sorunların çözümüne dair ilerleme kaydedilmeye çalışılır. Terapi bu yönüyle kompozisyon gibi ilerler: Giriş, Gelişme ve Sonuç. Ama psikoterapide bu üçüne bir dördüncüsü eklenebilir: Takip!

Bir terapist terapi sürecinin başarılı olduğunu; danışanındaki değişim, umudun artması, yeni hedefler belirleme, iletişimin canlanması gibi önemli özelliklerle anlar. Bunların yanı sıra terapistin sezgileri danışma sürecinin nasıl ilerlediği hakkında önemli ipuçları verir.

Engin Geçtan’ın ifadeleriyle: “Psikoterapi bir süreç olarak yaşandığından hastalıklı bir durumdan şifa bulma durumuna geçmeyi tanımlamaz. Sürecin amacı, terapiye gelen kişinin kendisi olma yönündeki çabalarına ortak olmaktır. Kendine ulaşma, yaşam boyu sürecek bir çaba. Dolayısıyla bir aşamadan sonra kişi yoluna terapisti olmaksızın devam etme durumunda. Bunun zamanlamasına ilişkin en yerinde kararı yine terapiye gelen kişi karar verir. Ortaklaşa verilmiş bir karar görünümünde olsa da.”

Irvın Yalom’dan terapistlere bazı önemli öğütler        

*Danışanınızla bir yolculuğa çıkın ve ona yol arkadaşlığı yapın.

*Her danışan için yepyeni bir terapi yaratın.

*Burada ve Şimdi’yi kullanın, kullanın, kullanın. Açık samimi ve dürüst olun.

*Danışanlarınıza duygularınızı açmaktan çekinmeyin. Dozunda kendinizi açın. Ama fazla samimi olmayın. Eğer aranızdaki sınır aşılırsa tedavinin etki düzeyi azalır.

*Danışanınızın kimi zamanlar sizi yönlendirmesine izin verin.

*Asla hasta adına karar vermeyin. (Hemen hemen asla.)

*Danışanınıza uygun ve özel ev ödevleri vermekten çekinmeyin.

*Ve iyileştirici iletişimi her şeyin üstünde tutun.

*Bir danışanın şu cümlelerini unutmayın: “Odasının kapısını son olarak kapattığımda, bana yardım etmiş ve beni hayatımdaki herkesten daha iyi anlamış birini arkamda bırakmıştım.”

***Bu yazıda Irvin Yalom’un “Bağışlanan Terapi” kitabından yararlanılmıştır.

Share This

Copy Link to Clipboard

Copy